Gönderi

Evlenen Evlenene, Sona Kalan Dona Kalır

Evlenen evlenene.. Daha dün 15-16 yaşında olduğum günleri hatırlıyorum. Üstelik evlenen arkadaşlarımın da o yaşlarda ki günlerini hatırlıyorum.. Yaşlandım mı yaşlanmadım mı yoksa ben bu serüvenin içinde geçmi kaldım karar veremedim bir türlü. Bundan yıllar önce, daha dün gibi, dertlerimiz bambaşkaydı. Eskiden cebimizde 10 liramız varsa bir plastik top alabilirdik veya bir kutu kola ile kurcalayıp da içinden çok taso çıkacağını umduğumuz çitos çerezler… Gece uykusuzluklarımız yoktu, sabaha yetiştirmek zorunda olduğumuz işler, projeler nedeniyle. Annemizden fırçayı yer uyurduk, sabaha devam edecek yarım kalmış işlerin endişesi olmadan.

Kerat cetveli vardı daha hepsini ezberleyemediğim, hababam sınıfını yada star da ki pazar gecesi sinemasını izlemekten dolayı… Yarını düşünmezdik gerçi o zamanlarda çünkü yarın okul olurdu. şimdi de iş var birde adına Pazartesi Sendromu dedikleri tatil ertesi ilk iş günü.

Kız arkadaşın varsa haftasonu mutlaka cebinde ki 5-10 lira ile birer bardak kola içer, sahilde gezerdin belki yoksa da çok önemli değildi, illa ki bir gün olurdu. Olurdu olmasına da evliliği düşünmezdin. Daha erkendi… Fark ettin mi şimdi, ne kadar zaman geçmiş üzerinden. Dile kolay o günlerin üstünden tam 10 yıl yani 3648 gün yani 87552 saat geçmiş.

Yarın, yani 12.06.2010 tarihinde çok sevdiğim arkadaşım Alper evleniyor. 28.06.2010 da da çok çok eski dostum Çiğdem evleniyor. Tarihi yanlış hatırlamıyorsam 19.05.2010 da da Barış evlenmişti. Eh Ostin ile Yavuz da kısa bir süre önce ilk adımı attı ve sözlendiler. şimdi geçmişe dönüp baktığımda hakikaten zamanın su gibi akıp geçtiğini görüyorum.

Zamanın geldiğini kabullendim aslında. Tek problem kişiliğimin buna henüz izin vermemesi. Çünkü yaptığım herşey de mükemmelliği arıyorum. Dolayısıyla yarın öbürgün evlenirsem herşey yolunda gitmeli. Maddi, manevi her anlamda bu başarılı olmalı. Kalkıp evlenip de kendi başıma sıkıntı yaşayamam kaldıki göz göre göre eşime de sıkıntı yaşatamam. O yüzden artık buna hazırlanmaya karar verdim. Öncelikle gereksiz masrafları kısmaya başladım. Geçmişe dönük borçlarımı kapattım. Sırada askerlik var. Belki de en sıkıntılı süreç.. Hayatını şekillendirdiğin en güzel yaşlarında 15 ay askerlik yapmak koyar adama… Kaçmak istesem kaçabilirim aslında ama gerek yok, dedim ya, yaptığım herşey kusursuz olmalı diye, bunun için uğraşıyorum işte.

Hangi ara geçti bunca yıl bilmiyorum ama yarın bu yazıyı okuduğumda herhalde çoktan evlenmiş olurum. Güzel gözüküyor hayal edince ama zor olduğuna inanıyorum. Ne kadar maddi durumum iyi olsa da sanki en ufak bir dalgalanma da çökecekmişim gibi hissediyorum ve bu çöküşte yanımda birisini çekmek istemiyorum. Bugün ki piyasa şartları, ülke ekonomisi bu kadar boktan iken, evlenmeyi -afedersiniz- götüm yemiyor. Yoksa başka hiç bir sıkıntım yok, çok şükür bütün sıkıntılara göğüs gerecek cesaretimde aklımda var. Zannediyorum ki şu anda yaptığım mesleği ileride yapamayacak olsam da başka bir çok mesleğe geçiş yapar, hiç gocunmadan da çalışırım.. Hem ev geçindirip hemde 2 kişi olmak zor, fedakarlık gerektirir bunun farkındayım.

Bu gönderi CC BY 4.0 lisansı altındadır.